verilen

verilen
adj. endowed
* * *
given (adj.)

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • çam sakızı çoban armağanı — verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • idam etmek — verilen ölüm cezası hükmünü yerine getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tesellüm etmek — verilen bir şeyi almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bildiğini yapmak — verilen öğütleri dinlemeyerek tutumunu sürdürmek Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söz bir, Allah bir — verilen sözden dönülmeyeceğini anlatan bir söz Söz bir, Allah bir, seni ele vermem. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zahmetine değmek — verilen emeği karşılamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • azı çoğa saymak (veya tutmak) — verilen küçük bir armağanı çok beğenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzının payını (veya ölçüsünü) almak — verilen karşılıkla bir kimseye söylediğine veya yaptığına pişman olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MU'TA — Verilen. İ tâ olunmuş, verilmiş olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İNTİSAH — Verilen öğütü dinleme, edilen nasihatı tutma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • acele itiraz — verilen kararın tefhim yada tebliğinden itibaren belirli bir süre içerisinde ( genellikle bir hafta ) yapılması gereken, kanunda açıkça sayılan itiraz türüdür. itiraz üzerine kararı veren makam değil itiraz mercii bir karar verir …   Hukuk Sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”